İmpulsivite ve dürtüsellik dikkat eksiliği hiperaktivite bozukluğu'nun özellikle de hiperaktivite belirtilerinin yoğun olduğu alt tipin temel belirtileridir. Dürtüsel belirtileri belirgin çocuklarda sık kaza geçirme ve yaralanma ya da başkasının yaralanmasıyla sonuçlanacak davranışlar da sıklıkla görülür. Bu belirtileri anlayabilmek için bir olgu örneği verelim:
Olgu: Ali, 14 yaşında, anne babası tarafından okulda arkadaşının oturduğu yere sivri bir cisim koyarak yaralanmasına sebebiyet verdiği için okuldan atıldıktan sonra doktora getiriliyor. Ali iyi bir sporcu ancak spor hocası da zaman zaman sert hareketlerinden ve yaralanmalara neden olmasından şikâyetçi. Kısa bir açıklamadan sonra kendisi ve ailesi tedaviye ikna oluyorlar. Metilfenidat tedavisinden sonra semptomlarında önemli oranda düzelme sağlanıyor.
Hiperaktif çocukların spor ve benzeri aktivitelere aşırı ilgi duyarlar. Adeta yakılması gereken fazladan enerjileri vardır. Spor aktiviteleri bu çocuklar için bazen neredeyse tek olumlu geri bildirim aldıkları durumlar olabilir. Bazı çocuklar da hissettikleri huzursuzluk ve yerinde duramam halinden ancak doğayla iç içe olduklarında kurtulabildiklerini ifade etmekteler. [Toner, 2006 #568]
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) yaşam boyu devam eden nörogelişimsel bir bozukluktur. Temel belirtileri dikkat eksikliği, hiperaktive (hareket fazlalığı) ve impulsivite yani dürtüselliktir. Bununla birlikte bozukluğun adı "dikkat eksikliği ve hiperaktivite" belirtilerini içerse de bütün vakalarda dikkat ve hiperaktivite/impulsivitenin birlikte görülmesi gerekmez. Bazı vakalarda yalnızca dikkat eksikliği ve ilişkili belirtiler görülürken, diğer vakalarda da yalnızca hiperaktive ve impulsivite belirtileri görülebilir. Ya da her iki tür belirtiler birlikte de görülebilir ki bu duruma birleşik tip adı verilir.
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu ya ICD'deki (Dünya Sağlık Örgütü'nün hastalıkları sınıflandırma sisteminin kısa adı) adıyla hiperkinetik bozukluk son yıllarda giderek popüler olan bir bozukluk olmakla birlikte aslında ilk kez 1902’de İngiliz pediatrist George Still tarafından “ahlak kontrolünde bozukluk ile seyreden huzursuz, dürtüsel, dikkat problemleri olan; yalan söyleyen, zarar veren, kurallara uymayan çocuklar ayrı bir sendrom altında tanımlanmıştır.